Her bakış bir hikâye anlatır, her fotoğraf bir duygu taşır. Peki, hayatın anlamı nedir? Bir fotoğrafçının gözünden hayatın anlamını, bakış açısını ve duygusal hikâyesini minimal düzeyde anlatmak nasıl olur?
Minimalizm, kişinin kendi ihtiyaçlarını belirleyip elinde bulundurduğu fazlalıklardan kurtulması olarak görülebilir. Sadeleşme, bir biçim olarak bize ne hissettirir?
Tek tür bir minimalist anlayış olmadığından, ihtiyaçların kişisel olduğunu vurgulamak ve herkesin kendisine göre bir minimalist anlayıştan bahsetmesini beklemek gereklidir. Çünkü insanların kendileri için belirledikleri temel gereksinimler farklıdır ve mutluluğun yolları da çok çeşitlidir.
Bu çalışmada, son zamanlarda dünyada sıkça karşılaşılan minimalist pratikler ve bu pratiklerin işaret ettiği yaşam tarzının ne anlama gelebileceğini fotoğraflarla tartışmaya açacağız.
Soyut ekspresyonizme bir karşılık olarak ortaya çıkan minimalizm akımı ile sadelik vurgusunu arayacağız. Sadelik vurgusunu da siyah beyaz fotoğraflar ile, renklerden arınarak sadece ışık ve gölgenin bize yol göstermesine izin vererek anlatmak istiyoruz.